Kadınların Yüzde 34’ü Tatil Yapmıyor
İstanbul Planlama Ajansı (İPA) İstanbul’daki ev kadınlarının yaşam koşullarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini analiz eden araştırma
İstanbul genelinde sadece ev kadınlarını odağına alan ilk araştırmada İstanbul’un çeşitli semtlerinde yaşayan ve farklı sosyoekonomik grupları temsil eden ev kadınları ile görüşüldü.
İPA’nın araştırmasına göre herhangi bir işte çalışmayan kadınların 87’si evli ve yüzde 70’i ihtiyaçları için eşlerinden “harçlık” alıyor. Çoğunluğunun ancak “kıt kanaat” geçindiğini belirten ev kadınlarının en çok kaygı duydukları konu ise sağlık.
Araştırmanın bir başka önemli bulgusu da araştırmaya katılan kadınların yarısından fazlasının, yaşadıkları yere göre henüz İstanbul’un diğer yakasını görmemiş olması. Kadınlar genelde ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkıyor ve evin çevresinden uzaklaşmıyor.
İstanbul’un güncel konularında araştırmalar gerçekleştiren ve politika önerileri hazırlayan İstanbul Planlama Ajansı, bu kez İstanbul’daki ev kadınlarının sosyo-ekonomik durumlarını mercek altına aldı. 2 bin üzerinde ev kadınıyla yüz yüze gerçekleştirilen araştırma kapsamında İstanbul’daki ev kadınlarının sosyo-demografik özellikleri, gündelik yaşamları, beklentileri ve siyasete bakışları dört ana başlık altında ele alındı. “Refah, Çalışma ve Sosyal Güvence”, “Bakım, Ev İçi Sorumluluklar ve Gündelik Hayat”, “Toplumsal ve Kamusal Yaşama Katılım” ve “Hayaller, Beklentiler ve Kaygılar” başlıklı temalardan oluşan raporda, kadınların ev ve kent deneyimleri, ihtiyaçları, hayalleri ve siyasetten beklentileri analiz edildi.
Araştırma sonucunda İstanbul’daki ev kadınlarının yaşadığı hanelerin büyüklüğü, hanede yaşayan bireyler, hane içi ilişkiler ve iş bölümü, hanenin geçimi, pandeminin hane içi iş bölümüne etkisi ve bakım ihtiyacı olan bireylerin durumu, çocukların bakımıyla birlikte kadınların velilik görevleri, mülk sahipliği, kaynaklara erişim ve kentte dolaşım gibi toplumsal cinsiyetin farklı yüzlerine ışık tutacak veriler elde edildi.
HER BEŞ KADINDAN BİRİ 18 YAŞINDAN ÖNCE EVLENDİ
İstanbul’da ev kadınlarının yalnızca yüzde 32’si İstanbul doğumlu ve her beş ev kadınından biri 18 yaşından önce evlendi. Genç kadınlarda erken evlilik oranı belirgin şekilde düşerken eğitim düzeyi artıyor. İstanbul’da araştırmaya katılan ve evli olan ev kadınlarının 64’ünün en az 11 yıldır evli olduğu görülüyor. Rapora göre, evli kadınlar genellikle çekirdek aile hâlinde yaşadıkları için çocuk bakım yükü ile baş etmede hane içerisinde daha yalnız.
KADINLARIN YÜZDE 55’İ ANCAK “KIT KANAAT” GEÇİNEBİLİYOR
Kadınlara, “Geçtiğimiz ay geçinebildiniz mi?” sorusu sorulduğunda, kadınların 55’i “Kıt kanaat” geçinebildiğini, 13’ü “pek geçinemediğini”, 23’üyse en temel bazı ödemeleri bile yapamadığını belirtti.
Çalışma hayatlarıyla ilgili konularda, her iki ev kadınından birinin daha önce hiç ücretli çalışma deneyimi olmadığı ortaya çıktı. Rapora göre ev kadınlarının 35’inin ücretli çalışma deneyimi olsa da 30’u doğumdan sonra, 27’si ise evlilikten sonra işi bırakmış. Kısacası, evlilik ve annelik neredeyse her üç kadından birini iş hayatından uzaklaştırarak ev kadını yapmış.
Raporda ayrıca genç kadınların ekonomik bağımlılığının 60 yaş üzeri ev kadınlarına kıyasla belirgin bir şekilde yüksek olduğu göze çarpıyor. 18-29 yaş arasındaki ev kadınlarının 36’sı her türlü ihtiyacı için harçlık alırken, 60 yaş ve üzeri kadınlarda bu oran 16’ya düşüyor. Bu noktada, eşi vefat etmiş kadınların yararlanabildiği “dul maaşı”, vefat eden eşlerden kalan emekli maaşları ve yaşlılık aylığı gibi düzenli gelir sayılabilecek sosyal hakların 60 yaş üstü kadınların ekonomik bağımlılığını görece azalttığı anlaşılıyor.
KADINLARIN YÜZDE 73’ÜNÜN KENDİ SİGORTASI YOK
Boşanmış kadınlar sosyal güvence bakımından evli kadınlara ve eşi vefat etmiş kadınlara kıyasla daha kırılgan. Boşanmış kadınlarda sigortalı olmayanların oranı 22’ken, evli kadınlarda bu oran 19’a, eşi vefat etmiş kadınlardaysa 13’e düşüyor. Sosyal güvenceye sahip kadınların 73’ünün eşi üzerinden, 11’ininse işinden dolayı sigortalı olması ise oldukça çarpıcı bir bulgu. Ev kadınlarının sosyal güvenceye erişimi büyük oranda eşlerinin işgücü piyasasındaki statüsüne bağlı. Evli kadınların 77’si, eşi vefat etmiş kadınların ise 61’i eşi üzerinden sigortalı. İşinden dolayı sigortalanma 25 oranla en fazla boşanmış kadınlarda görülüyor. Dolayısıyla, emekli ev kadınları içerisindeki sosyal güvenceye ulaşmam şansı olmuş en kalabalık grubun boşanmış kadınlar olduğunu söylemek mümkün.
EV İÇİ SORUMLULUKLARIN BÜYÜK KISMI KADINLARDA
Ev kadınlarının bakım yükü ve diğer ev işleriyle ilgili yapılan araştırmada, ev kadınları yaşadıkları hanelerde orantısız bir şekilde ev içi sorumluluk üstleniyor. Çocuklara bakma oranı kadınlarda 71’ken eşlerinin çocuk baktığını söyleyen kadınların oranı 13’te kalıyor. Sosyoekonomik düzeyi görece düşük hanelerde çocuklara sadece kadınların bakma oranı 90’ken, hane refahı arttıkça bu oranın düştüğü görülüyor.
Çocukların dersleri ile ilgilenmek de yine kadınların işi kabul ediliyor. Kadınların ödevlerle ilgilenme oranı erkeklerin tam 5,5 katı. Kadınların 61’i ev işlerini sadece kendi yaparken, eşinin de ev işi yaptığını belirtenlerin oranı 19. Kadınların yalnızca 35’i ev işlerinde kendilerine “yardım eden” biri/birileri olduğunu belirtiyor. Her koşulda, ev işlerinin esas yüklenicisi evdeki eş/anne statüsündeki ev kadınları ve diğerleri ancak “yardım eden” konumundalar.
Hanede bakıma muhtaç biri olduğunda, ev kadınları 66 oranla bu kişinin bakımını tek başlarına üstleniyorlar. Boşanmış kadınların ise hasta ve yaşlı bakımını daha fazla üstlendiği görülüyor. Bu durumun boşandıktan sonra kadınların geri dönmek zorunda kaldığı aile evlerinde yaşlı ebeveynlerin bulunmasından kaynaklandığı söylenebilir. Yine de, kadınların gelir seviyesi arttıkça yaşlı ve hasta bakımında sorumluluk alma oranları da düşüyor.
KADINLARIN YÜZDE 34’Ü TATİL YAPMIYOR
Kadınların sosyal hayata katılma ve sosyal yaşam oranlarında da ilginç veriler ortaya çıkıyor. Araştırmaya göre, kadınların yarısından fazlası (54) henüz yaşadıkları yere göre İstanbul’un diğer yakasını görmemiş. Kadınların 34’ü tatil yapmadıklarını, 48’i ise tatilini memleketinde geçirdiğini belirtmiş. Kadınların sadece 16’sı tatil beldelerine gidebiliyor. Ev kadınlarının en az yöneldiği sosyalleşme pratikleri konser, sinema, tiyatro ve eğlence mekânlarına gitmek. Görüşülen kadınların yalnızca 6’sı eğlence mekânlarına giderken, konsere gidenlerin oranı 5’te, sinemaya gidenlerinki 12’de kaldı. Üniversite mezunu ev kadınlarının 55’i arkadaşlarıyla dışarıda/kafede buluştuğunu ifade ederken, bu oran lise mezunlarında 41’e, lise
düzeyinin altında eğitime sahip kadınlarda 18’e düşüyor. Sinema, tiyatro, konser ve eğlence mekanlarına gitmek de üniversite mezunu ev kadınlarının daha fazla benimsediği sosyalleşme pratikleri olarak öne çıkıyor. Ev kadınlarının sıklıkla yaptığı faaliyetlerin başında 51 oranla “parka gitmek” geliyor. Ancak bu park, kadınların genellikle çocuklarla birlikte gittiği oyun parkı. Arkadaşlarla ev gezmesi 42, akraba ziyaretleri 41, AVM’ler 40, piknikler 38 oranla tercih ediyor. Arkadaşlarıyla dışarıda / kafede oturduğunu söyleyenlerin oranı 27’de kalıyor.
KADINLARIN EN ÇOK KULLANDIĞI İBB HİZMETİ ‘’ANNE KART’’ VE ‘’HALK SÜT’’
Rapora göre, İstanbul’daki ev kadınlarının en fazla yararlandığı İBB hizmetleri, Anne Kart ve Halk Süt. Kadınların yararlandığı diğer sosyal destekler çeşitli kamu kurumlarının sağladığı gıda kartları, dul maaşı, süt ve doğum ödeneği, engelli maaşı, engelli bakım aylığı ile birlikte Kaymakamlıkların sağladığı kömür ve erzak paketleri.
İstanbul Planlama Ajansı Hakkında:
İstanbul Planlama Ajansı 12 Şubat 2020’de İstanbul’un geleceğinin bilimsel koordinasyonla planlanması amacıyla kuruldu. İstanbul Planlama Ajansı’nın amacı; küresel sistem içerisinde İstanbul’un rolünü, vizyonunu, gideceği yönü belirlemek ve İstanbul’un gerçek sorunlarına bilimsel, akılcı ve kalıcı çözümler üretmektir. İstanbul Planlama Ajansı kent çalışmaları alanında uzman birimleriyle;
- İstanbul’un doğru ve güncel verisini üretir,
- İstanbul’un öncelikli konularına odaklanan araştırmalar gerçekleştirir ve araştırma raporları yayımlar,
- Araştırmalar sonucunda politika önerileri geliştirir ve ilgili kurumlar ile paylaşır,
- Farklı paydaşlarla (akademi, sivil toplum, İstanbullular…) ortaklaşa olarak gençler öncelikli olmak üzere tüm İstanbulluların katılımına açık, İstanbul’u odağına alan program ve etkinlikler düzenler,
- İstanbul hakkında bilimsel literatürün gelişimine katkı sunmak için araştırmacıları destekler,
- Kamusal alanların nitelikli, çağdaş ve katılımcı olarak dönüşümü için proje ve süreç tasarımı yapar,
- İstanbul’un 2050 vizyonuna ulaşması sürecini yerel ve uluslararası düzeyde koordine eder.
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı